İşlem fikirleri
Yenilik Stratejik Sürüklenmeye Dayanabilir mi?Lululemon Athletica hisseleri, 2025'te ikinci kez düşürülen satış ve kâr beklentisi sonrası %18 değer kaybetti; yılbaşından beri %54,9 düşüşle piyasa değeri 20,1 milyar dolara indi ve ikinci çeyrekte %7 gelir artışı ile Amerika kıtasında %3 satış düşüşü yatırımcıları hayal kırıklığına uğrattı. Trump yönetiminin de minimis muafiyetini kaldırması, tedarik zincirini vurarak 240 milyon dolar brüt kâr kaybı yarattı ve Vietnam (%40 üretim) ile Çin'e (%28 kumaş) bağımlılığı artırdı. Şirket, iç stratejik hatalar, öngörülebilir ürünler ve Alo Yoga gibi rakipler karşısında yenilikleri trendlere dönüştürmeli, fiyatlandırma ile tedarik optimizasyonu yaparak zorlu ekonomik ortamda ilerlemeli.
Lululemon’u vuran fırtına birçok faktörün birleşiminden kaynaklanıyor. Trump yönetiminin 29 Ağustos 2025’te de minimis muafiyetini kaldırmasıyla birlikte, 800 dolar altındaki gönderiler artık gümrüksüz işleme tabi değil. Bu, 2025 mali yılında 240 milyon dolarlık brüt kâr kaybı ve 2026’ya kadar 320 milyon dolarlık işletme marjı etkisi yarattı. Bu politika, Lululemon’un tedarik zincirine özellikle zarar verdi çünkü şirket daha önce ABD e-ticaret siparişlerinin üçte ikisini Kanada’daki dağıtım merkezlerinden karşılayarak vergilerden kaçınıyordu ve üretimde büyük ölçüde Vietnam’a (%40) ve Çin’e (%28) bağımlıydı.
Jeopolitik baskıların ötesinde, Lululemon dışsal rüzgârları ağırlaştıran içsel stratejik başarısızlıklarla da karşı karşıya. CEO Calvin McDonald, şirketin “gündelik ürünlerde fazla tahmin edilebilir hale geldiğini” ve “yeni trendler yaratma fırsatlarını kaçırdığını” kabul etti. Bu durum, özellikle lounge ve casual giyim kategorisinde (satışların %40’ı) ürün ömürlerinin uzamasına yol açtı. Şirket, premium segmentte Alo Yoga ve Vuori gibi yeni markalardan gelen rekabetle uğraşırken, benzer kumaş teknolojilerini çok daha düşük fiyatlarla sunan özel markaların baskısıyla da mücadele ediyor.
Dünya genelinde 925 patente sahip etkileyici bir portföyü bulunmasına, benzersiz kumaş karışımlarını korumasına ve ZymoChem gibi şirketlerle ortaklık kurarak yeni nesil biyobazlı malzemelere yatırım yapmasına rağmen, Lululemon’un temel sorunu güçlü inovasyon yetenekleri ile bunları trend belirleyen ürünlere dönüştürme konusundaki yetersizliği arasındaki kopukluk. Şirketin gelecekteki stratejisi, üç temel alanda kararlı adımlar atmayı gerektiriyor: ürünleri yenilemek, tarife maliyetlerini dengelemek için stratejik fiyatlandırmayı uygulamak ve tedarik zincirini optimize etmek. Tüm bunlar, Amerikan tüketicilerinin temkinli davrandığı ve Çinli tüketicilerin giderek yerel markaları tercih ettiği zorlu bir makroekonomik ortamda yapılmalı.