BasarDolmus stratejimçok soru soruluyor,
1.ilgili zaman dilimi ne diye: grafikte coin/hisse isminin yanında yazan ve benim tarama yaptığım zaman dilimi.
NOT: grafik 4s(4 saat) bakılır, 1s bakılır gibi katı kurallarınız var gördüğüm.. Grafik saniyelik bile bakılır.. Coinlerde 4s-1G(1 gün) bakarak coinin gerçek fiyat hareketlerine bakmış olurken, zaman dilimi küçüldükçe coinin küçük dalgalanmalarını tespit edebilirsiniz..
2.MUM KAPARSA: teknik analizde kırılım olduğu anda işleme girebilirsiniz der kitaplar. Ancak ben bir üst direncin kırılımı ve mum kapatarak geçişini bekliyorum ki daha garantici bir işlemde olayım.. Bu benim icadım değil, bu şekilde yapan çok trader var..Unutmayın fitil atması yetmez, örneğin ilgili zaman 1s(1 saat) ise 1saatin tamamlanmasını bekliyorum, yeni mum başlayınca beklediğim mumun gövdesi işaretlediğim yer üzerindeyse işleme giriyorum.. bu bana %2-3 kaybettiriyor ama birçok durumda fake kırılımda işlem açmadığım için bir nevi kaskım oluyor.
3. STOP: mum kapatırsa STOP oluyorum.. asla ama asla ZARARINA MAL VERMEM diye bir düşünceyle hareket etmiyorum
4.. HEDEF: açgözlülük yapmadan yeni formasyon yoksa hedefte satıyorum..
5. YÜKSELEN HEDEF VE STOP:
fiyat yükseldikçe stobumu da bir üst desteğe(eski direnç-kırınca destek) taşıyorum.. Eğer hedefte ekrandaysam hedefte OCO giriyorum..
OCO’da hedefi bir üst dirence koyup, stop’umu eski hedefe çekiyorum..
Umarım yardımcı olur 🤷🏻♂️
Bol Kazançlar 🧑🏻💻
Yatırım Planı
BAKIR - YENİ ALTINI BULAN BULDU! BİZLER GEÇ Mİ KALDIK?*-*-* YTD *-*-* YATIRIM TAVSİYES DEĞİLDİR *-*-*
Değerli dostlar merhaba,
Bu yazımda size bir Emtia piyasasının yeni altınını; Bakır 'ı anlatacağım. Geleceğimizi iyi planlayalım.
Teknoloji hızla gelişmeye; 19. Yüzyılın başında Batılı bilim adamlarınca peş peşe yapılan icatlar ve buluşlar, arkasından gelen ve Osmanlı İmparatorluğunun ardından Cumhuriyetimizce de ıskalanan Sanayi Devrimi ile hızlandı. Özellikle 2. Dünya savaşından sonra Tarım ile sanayi entegrasyonunu müthiş bir planlama ile başaran ABD dünyaya hem teknoloji ihraç etmeye hem de GSMH'sini müthiş yükseltmeye başladı. Yıllar geçtikçe 1970'den sonra; Almanya ve Japonya soğuk savaşın nimetlerinden faydalanarak savunma harcamalarını dünya ölçeğinde minimize ederek sanayi ve teknolojide kimi yerde ABD'yi yakaladı kimi yerde önüne geçti. Almanya ve Japonya, özellikle stratejik disiplini ve maliyet odaklı uygulamalar ile, ismini hepimizin sayabileceği meşhur sanayi tesislerinden sıfır hata ürünler üretmeye ve dünyaya yaymaya başladılar. Heinkel, BMW gibi Alman Hava Kuvvetlerine 2. dünya savaşında savaş uçağı üreten fabrikalar savaşın bitmesi ve stratejik planlama ile bir anda dev kimya ve otomotiv devlerine dönüştü. Mitsubishi de ZERO avcı savaş uçakları ile pasifik okyanusunda cirit atarken şimdi otomotiv dünyasında önemli bir yere sahip bir marka! AR-GE ve stratejik planlama ile hepimizin kullandığı dizel araçların kullandığı (TDI, TDCI, CDI, CRDI, MultiJet gibi ismi değişse de tasarrufu ve gücü maksimum optimizasyonla tekerleklere veren) son dizel motor teknolojisi de Mitsubishi icadıdır.
Arka arkaya 2 büyük dünya savaşı yaşayan ülkeler 2 önemli şeyin farkına vardılar. Enerji ve Emtia!
Ukrayna bir zamanlar Sovyet dünyasının tahıl ambarı iken şu an Katar ve BAE çiftlikler kiralayarak ülkelerini besleme yolundalar. Ekvator kuşağındaki kauçuk ağaçlarının çoğu Fransız Dev Michelin tarafından satın alınmış durumda. Enerji için yapılan savaşları da hepimiz biliyoruz ki Coğrafya Kaderdir diye kısaca özetleyeceğimiz Orta Doğu'nun başına gelenleri anlatmama gerek yok.
Gelelim yazımızın konusu Bakır'a!
Bakır insanlık tarihinde ilk defa Neolitik çağda (İÖ. 8000) kullanılmıştır. Yumuşak bir metaldir. Şekil vermesi kolaydır. Günümüzde dünya tüketimi yıllık 13 milyon tonun üzerine çıkan bakır; demir ve alüminyumla birlikte en çok kullanılan metallerden biridir. Bugün dünyada üretilen bakırın önemli bir bölümü elektrik sanayisinde daha düşük oranda da inşaat, ulaşım, makine ve teçhizatında kullanılmaktadır. Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte bakırın yerine kullanılabilecek bir çok madde (alüminyum, plastik, fiber optik gibi malzemeler) ikame etse bile, bakıra duyulan ihtiyaç ve talepte hiçbir azalma olmamış, bilakis devamlı artma görülmüştür.
Endüstride bakırın vazgeçilmez olmasının nedeni, çok çeşitli özelliklere sahip olmasıdır. Bakırın en önemli özellikleri arasında yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, aşınmaya karşı direnci, çekilebilme, dövülebilme özelliği ve antikorozid özelliği sayılabilir. Ayrıca alaşımları çok çeşitli olup, endüstride değişik amaçlı kullanılmaktadır.
Sonuçta, ekonomik gelişmelere bağlı olarak hayat standardının sürekli yükseldiği günümüz dünyasında bakıra olan talebin devamlı olarak artacağı, bazı kullanım alanlarında ikame malzeme bulunsa bile bakırın güncelliğini daima muhafaza edeceği gerçeği yadsınamaz bir gerçektir.
Dünyada bilinen bakır rezervlerinin 60 yıl kadar talebi karşılayacak durumda olduğu tahmin edilmektedir. Dünya bakır üretiminin %75’i birincil kaynaklardan (bakır cevherlerinden) ve %25’i ise ikincil kaynaklardan (hurda, toz ve atık maddelerden) sağlanmaktadır.
Elektrikli motorlarda kullanılan bakır ile ilgili maliyet analizi yapan bir tez çalışması okumuştum. Motorun maliyetinin %1-2 si arasında olan bakır maliyeti şu anda %4 civarına çıkmaktadır. Dünya üzerinde Bakır'ın ikame edeceği iletken maddeler daha da pahalı hale gelmektedir. Sanayileşen ülkeler şu an teknoloji devrimini yaşamaktalar. Gelecekte, teknoloji şirketleri ile Devletler arasında çıkacak savaşı beraber izleyeceğiz. Hiç de uzak bir öngörü değil. Şu an vergi savaşları verilmekte. Bilgi güvenliği savaşları verilmekte. İrlanda'nın vergi cenneti olması ile çektiği uluslar arası yatırım çok ama çok fazla.
Peki gelecekte ne olacak?
Elektrikli motorların gelişmesi ve teknolojik gelişmeler bakır tüketimini azaltsa da; örneğin elektrikli motor için kullanılacak bakır miktarı; üretilecek motor sayısı ile tüketimin patlayacağı aşikardır. Xiaomi, Apple elektrikli otomobil üreteceğini açıkladı biliyorsunuz. Alman otomotiv devleri hali hazırda hazırlık içindeler. Toyota CEO'su teknoloji şirketlerini uyararak "Bir aracın arkasında 40 sene duramayacaksanız araba üretmeyin!" açıklamasını yaptı. Apple'ın eski telefon cihazlarına yazılım desteği vermemesi, bırakın desteği yeni yazılım ile batarya güçlerinin yazılım olarak zayıflatmasını unutmadı dünya. Yeni araçların tüketim hızı potansiyeli bakır tüketimini de tetikleyecektir.
Teknoloji Şirketlerinin yakında Bakır yataklarını satın alması, bakır işleme tesisleri kurması uzakta değil. Hali hazırda ÇİN'li üretim alt yapısını kullanan Teknoloji Şirketleri Emtia tedarik ve lojistiği için yeni zincirler kuracağını öngörmeliyiz. Bu konuda tedarik zinciri coinleri de unutmayalım aman. WTC ve VeChain lojistik zincir için çalışan kripto olarak verileri saklayan Çin kaynaklı kripto varlıklar.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) haziranda yayınladığı ‘Küresel EV (Electric Vehicle) Görünümü 2020’ raporu COVID-19 nedeniyle toplam araç satışlarının 2019’a göre yüzde 15 daralacağını fakat EV satışlarının genel olarak 2019 düzeylerinde kalacağını öngörüyor. Pandemide olası bir ikinci dalganın bu öngörüleri değiştirebileceğini belirten IEA, 2021 yılında küresel otomobil satışlarının yüzde 3’ünün EV satışlarından geleceğini tahmin ediyor. Şu anda küresel otomobil satışlarının sadece yüzde 2,6’sını oluşturan elektrikli araç (EV) satışlarının payının 2025’te yüzde 10’a, 2030’da yüzde 28’e ve 2040’ta yüzde 58’e ulaşması öngörülüyor. BloombergNEF tarafından mayısta yayınlanan 2020 Elektrikli Araç Görünüm Raporu’na göre 2022’ye gelindiğinde dünya üzerinde 500 farklı EV modeli olacak deniliyor.
Yukarıda demiştim, Elektrikli Motor maliyetinin %5'i Bakır'dır. Geri kalan maliyetin büyük kısmı ise Batarya grubudur. Biraz da bundan bahsedeyim.
Şu anda EV batarya üretiminde en yaygın olarak kullanılan bileşenler rapora göre nikel, kobalt, alüminyum oksit (NCA), niken manganez kobalt oksit (NMC), lityum demir fosfat (LFP) ve lityum- iyon batarya katotları (Li-ion). IEA raporunda 2019’da 19 bin ton olan kobalt talebinin 2030’a kadar yüzde 847 artarak 180 bin tona çıkabileceği belirtiliyor. Lityum talebinin ise 2019’daki 19 bin tondan 2030’da 185 bin tona yükselmesi bekleniyor (yüzde 988 artış). Manganeze olan talep aynı dönemde 22 bin tondan 177 bin tona ulaşabilir (yüzde 704 artış). Nikel için öngörülen ise talebin 65 bin tondan yüzde 1.323 artışla 925 bin tona yükselmesi. Lityum-ion bataryalarda kullanılan katot pazarının 2018 yılında 7 milyar dolar büyüklüğe sahip olduğu belirtilirken, pazarın 2024’te ulaşması öngörülen büyüklük 58,5 milyar dolar.
Uzun lafın kısası, Bakır grafikte görüleceği üzere mavi çizgi çelik ve turuncu çizgi platin'den daha fazla artış gösterdi 6 ay içinde. Bu artışın daha da artacağından şüphem yok. Yukarı paragrafta yazılı diğer emtialarda da pazar büyüyecek. FX piaysalarında işlem yapanlar zaten farkında ama sizler eğer uzun vadeli yatırım düşünüyorsanız bu emtiaları sakın ama sakın ıskalamayın! Ülkemiz paçasından tuttuğu elektrikli araç üretimi işini, yapılan projeksiyona uygun hareket edilirse, yakasından tutmuş olacak. Ülkemizin Bakır üretimi, tüketimimizin %20'sini karşılamakta. Umalım da ülkemiz kendi lojistik zincirini güvenle kursun ve yönetsin. Gelecek kötü geliyor hazır olmamız gerekiyor.
Yoksa bu emtia bizi arkasından baktırmaya devam edecek!
SSS
*-*-* YTD *-*-* YATIRIM TAVSİYES DEĞİLDİR *-*-*
ETHUSDT -- TOPLANIN, ANLATACAKLARIM VAR!*-*-* YTD *-*-* YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR *-*-*
Değerli dostlar bu yazım çok uzun olacak ve bu işin geleceğini anlatacağım. Yazı teknik kelimeler de barındıracak. Merak ettiğiniz tüm kelimeleri araştırıp öğrenmenizi tavsiye ediyorum.
Ethereum, ETH, Tüm kripto borsalarının işlem hacmi, talep, açılan vadeli pozisyonlar ile istatistiksel olarak 2 numarası. 1 ise tabi ki baş tacımız Bitcoin, BTC . Yazımızın esas konusuna gelirsek, ETH nedir? Bunu sizlere anlatmaya çalışayım.
Ethereum bir akıllı sözleşme platformu olarak, geliştiricilere kendi blockchain’leri üzerinde merkeziyetsiz uygulama (DApp) geliştirme olanağı sunan bir platformdur. Ethereum platformunun kendi dijital para birimi Ether (ETH) adını taşır. Vitalik Buterin , Ethereum için ilk konsepti 2013 yılında, Bitcoin (BTC) harici bir açık kaynak blockchain platformu geliştirme düşüncesiyle tasarladı ve böylelikle akıllı sözleşmelerin önünü açtı. Ethereum blockchaini üzerindeki her akıllı sözleşme, kendi kendine işleyerek belirli koşullar yerine getirildiğinde otomatik işlem yapan bir bilgisayar programı gibi çalışıyor. ETH Blockchaini bu akıllı sözleşme kodlarının, herhangi bir aksama, sansür, sahtecilik veya harici müdahale olmaksızın, tam olarak programlandığı gibi çalışmalarını sağlıyor.
Bir arkadaşım ki bu platformda takipçimdir, Vitalik Buterin'in kendisi ile St. Petersburg'da kahve içmiş zamanında. Vitalik'in Avukatı ile arkadaşlar hala.. Rus bebesinin bu kadar büyük bir şey oluşturacağına, fikrinin bu kadar büyüyeceğine ihtimal vermediğinden (Kendi tabiridir elbette) 0,30 USD ile alabileceği ETH'yi şimdi 1750 USD den alıp satıyor. Var mı yeni bir şey diyorum? Tüyo alamıyor :)) Şaka bir yana işimiz tüyo değil işin tekniği ve geleceği.. Anlatmaya devam edelim efendim fakat dediğim gibi yazı uzun..
Yazıya geçmeden önce developer (geliştirici) kavramıyla ilgili bilgi vermek isterim. Developer (Geliştirici), bilgisayar veya bilgisayar türevi dijital aygıtlar için uygulama ve yazılımlar geliştiren, bu yazılımların çalışmasını sağlayan ve kaynak kodunu oluşturan kişi anlamına geliyor. Developer, yani geliştiriciler farklı alanlar üzerine uzmanlaşıp çalışmalarını her hangi bir platormda gerçekleştirebilirler.
Bazı tahminler, Ethereum’da toplanan 250.000 ila 350.000 arasında geliştiricinin bulunduğunu gösteriyor. Ekosistemdeki geliştiricilerin sayısı bir tartışma konusu olsa da ETH geliştirici platformu veri indirme istatistikleri, Ethereum’a yönelik geliştiricilerden gelen ilginin artarak devam ettiğini gösteriyor.
Geliştiriciler neden bu kadar önemli biliyor musunuz? Kripto varlığın geleceğini buradan anlayabiliyorsunuz. Şimdi vereceğim bilgilere dikkat edin.
Kripto para varlık yönetimi şirketi Electric Capital tarafından hazırlanan bir rapora göre ETH eğer kendi proje geliştiricileri sayılmaz ise, tüm kripto para birimleri içerisinde kripto paraların temel protokolü üzerinde çalışan en fazla aktif geliştiriciye sahip durumda. Bahsini ettiğimiz Rapor 7 Mart’ta yayınlandı. Rapora göre, şirket 20.000’den fazla kod deposundan parmak izi aldı ve 16 milyon veri elde etmeye çalıştı. Bu da ortalama olarak 216 geliştiricinin her ay ETH depolarına kod katkısı olduğunu ortaya koyuyor.
Piyasa değeri açısından tüm kripto para birimlerinin en büyüğü olan Bitcoin (BTC), ayda ortalama 50 geliştiricinin ortalaması alınarak sağlıklı bir geliştirici tabanına sahip durumda. Ethereum, aylık ortalama 99 geliştiricinin halen aktif olmasıyla diğerlerine nazaran daha üst konumda. Veriler ayrıca Eos (EOS), Tron (TRX) ve Cardano (ADA) gibi büyük platformların hepsinde aylık ortalama 25 geliştiricisinin bulunduğunu gösteriyor. Durun, daha beteri var! Raporda ayrıca, “geliştiricilerin terk ettiği birçok projenin ağ değeri yüksek coinler olduğu” belirtiliyor. Örneğin, Dogecoin (DOGE) aylardır geliştiricilere sahip değil. Geçen yıl Litecoin (LTC) geliştirici tabanı aylık 40 geliştiriciden üçe düşmüş durumda.
Rus bebesi Vitalik ETH'yi ne zaman bulmuştu? 2013. Üstünden geçen 8 senede teknoloji cidden baş döndüren hızla değiştiğini unutmayalım. 2013 yılında adresinizde Türk Telekom VDSL2 teknolojisi altyapısı var ise maksimum 64 Mbit hızı zar zor veriyordu. 16 Mbit hızı ADSL altyapısı ile almak mucize gibi bir şeydi. Şu an aynı bakır kablodan 100 MBit üstü hız alabiliyoruz ki dünya ortalamasının çok altındayız malumunuz. 2013 yılında yayınlanan platform ve yazılım kodu Versiyon 1 olarak biliniyor. Bu versiyonu tasarlarken PoW ile coin üretilmişti. 2020 yılı Aralık ayında ise 2.0 Versiyonu yayınlandı. Yayınlandı ama daha tam olarak yayımlanma aşamalarının 3 e bölünmesi ve zamana yayılması sebebi ile yaz aylarında tamamen yeni versiyona geçilmesi planlanıyor. Burada en büyük fark işlem hızı ve madenciliğin PoW dan PoS a dönmesi. PoW ve PoS'u öğrenmeniz gerekiyor bunun için. Madenci ile Doğrulayıcı farkını öğrenmeyi size bırakıyorum. Fakat şunu bilin, yakın zamanda PoW ölecek PoS gelecek. Paranız kadar kazanacaksınız yani. Bu kadar bilgi yeterli anlatmak istediğim konuya gelelim.
V1.0 ile V2.0 arasındaki farkları bilirsek ETH'nin geleceğine daha rahat bakacağız. Devam ediyoruz.
Bugün Ethereum ağı trafikle dolup taşıyor, bu da işlem ücretlerinin (ödenen komisyonların) birçok kullanım durumu için uygun olmayan ve kimine göre kabul edilemeyen seviyelere çıkmasına neden oluyor.
Bu kısmen, yapılan işlemlerin mali değeri nedeniyle kullanıcıların yüksek işlem ücretlerini ödemekten çekinmediği DeFi projelerinin başarısından kaynaklanmakta. Ethereum'da işlem ücretleri, ücretler yalnızca işlemleri değil, Ethereum blok zincirinde çalışan gerçek uygulamaları da finanse ettiği için tipik olarak "GAS" maliyetleri olarak adlandırılır. Bunun bize yansıması nedir? Ben ETH ile ne alıp veriyorum ki? Ben ne komisyonu ödeyeceğim? Kime ödeyeceğim? Ne için ödeyeceğim? sorularınızın cevabına gelince. Örnekleme yapalım. Bir DeFi kullanıcısı, yüz binlerce dolarlık kripto para birimine yatırım yapmak için karmaşık bir finansal işlem için, para transferi için, kripto varlık almak için bilmediği kişi, kişiler ve/veya kurumlara 100 dolar komisyon ödemekten çekinmeyebilir, ancak 5 dolarlık bir oyun içi eşyayı takas etmeye çalışan bir oyuncu işlem ücreti olarak 5 dolar ödemek istemez. Sizler oyun içinde GEM denilen elmas-platin gibi ismi-şekli değişse de oyunun yapılma amacı olan oyunu oynayandan para kazanmak olan ve bu amaca ulaşmak için, oyunu yazan firma açısından için bu işleri daha ucuza mal etmesi gerekmez mi? ETH platformu üstünden parasını transfer eden yazılım firması GAS ödeyecek ise komisyonların daha düşük olması önemli değil mi? Yazımızın ana konusu da bu. ETH'nin bu maliyeti düşürmesi gerekiyor.
Bunun için de V2.0 'a geçen ETH için özet yaparsak; Ethereum 2.0, blok zincirinin bir PoW konsensüs protokolünden bir PoS algoritmasına geçişinin bir sonraki adımıdır demek istediğim. Bu, Ethereum'un blok zincirini daha ölçeklenebilir, güvenli ve sürdürülebilir hale getirme gelişiminin ayrılmaz bir parçasıdır . Amaç, uygulamaları daha hızlı ve daha ucuz hale getirmek için saniyede binlerce işlemi desteklemek olsa da daha çok alınacak mesafe var. Yani yolları çok uzun.
ETH'nin Geleceği nedir?
Bir yerde okumuştum. ETH'nin tüm kodları ve işlem verileri dünya üzerinde sayısı 11 Bin'in üstünde olan bilgisayarlarların hafızasında TOPLAM 253 GB yer kaplıyor. Buna rağmen çok yavaş deniyor. 25 TPS (Transaction per Second-Saniyedeki haberleşme hızı) ve 6 dakikada işlem bitirme süresi şu an kağnı hızında. V2.0 ise bunu 64 kat hızlandırıyor deniliyor ki emin olun bu bile çok ama çok yavaş! Umalım bu işlem hızını 1024 katı hızla yaparlar yoksa işleri çok çok zor! Rakipleri de var ETH'nin. Sonraki yazımda bunu da yazıyor olacağım. Hemen bunun arkasından bunu da okumanızı tavsiye ederim.
Şimdi ETH V2.0 ile kendisi için büyük bir adım attığını gösteriyor, anlatıyor ve şovunu yapıyor. Tüm DApp ve DeFi uygulamalarından daha az GAS alacağını iddia ediyor. Daha hızlı olacağını, verileri daha da ufaltarak daha hızlı kaydedeceğini de iddiasına ilave ediyor. Fakat yapılan yorumlardan ari olarak ciddi araştırma kurumlarının ürettikleri raporlar; hızı 64 ile çarpın, verileri de bölün, ufaltın, sonuç olarak olsa olsa en fazla 128 kat hızlı olabilir yorumunu yapıyorlar.
Akıllı sözleşme konusunda ETH yalnız değil. En ciddi rakipleri POLKADOT, COSMOS ve AVAX. Bu konuda bir yazı hazırlıyorum ama şunu belirteyim. Cosmos 10.000 TPS yi 2 sn de bitirirken AVAX 5000 den fazla TPS'yi 1 sn ye kaydediyor. Bu rakipleri zaten PoS yapıyorlardı. Hem daha ucuza mal ettiler tokenleri hem de ETH'den çok ama çok ucuzlar! Siz olsanız hangisini kullanırdınız?
ETH ya rakiplerinden daha hızlı olacak? Ya da ölecek.. Ölürse, Tüm platform üzerinde bulunan Geliştiriciler, DApp'sler DeFi'ler diğer platformlara kayacak.
Bir yıldızın ölümünü görebiliriz!
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Yorumlarınızı okumayı dört gözle bekliyorum. Yazımı beğenirseniz beni de motive ediyor olacaksınız. Arkadaşlarınızla da paylaşarak onların da eğitimine katkıda bulunmayı unutmayın.
Sağlıcakla kalın.
SSS
*-*-* YTD *-*-* YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR *-*-*
Kaynakça:
alephzero.org
dcndx.com
coinmarketcap.com
cityam.com
gatehub.net
cointelegraph.com
kriptokoin.com
medium.com
icrypex.com
coinkolik.com
ETHUSDT OBO Çalışması (Eğitim Amaçlı)Omuz Baş Omuz formasyonu yükselen trendin sonunda oluşan trendin yönünü değiştiren bir formasyondur. Sol omuz, baş ve sağ omuz olmak üzere üç tepeden oluşur. Baş ismi verilen tepe en yüksek tepe olmak zorundadır. Omuz tepelerinin seviyeleri birbirine yakın olması istenir. Sol omuz, baş, sağ omuz bölgelerinden gelen satışlara destek olan çizgiye boyun çizgisi denir. Formasyon boyun çizgisinin kırılımı ile gerçekleşir. Kırılımdan sonra kırılımı test etmesini beklemek güvenli bir tercihtir. Re test gerçekleştikten sonra işleme girilir. Hedef noktamız baş ile boyun çizgisi arasındaki mesafe kadardır. Stop seviyemiz ise sağ omuzun üstünde bir seviyedir.
Analizler hakkındaki yorumlarınız ve beğenileriniz benim için değerlidir. Bol kazançlar...
Burada yer alan yorum, bilgi ve görüşler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Bu görüşler mali durumunuz ile risk getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı çerçevesinde sunulmaktadır.
Not: Teknik analizden önce RİSK YÖNETİMİ hakkında kendinizi geliştirmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
BAYRK FINCAN KULPDaha önce paylaştığımız fikirde bayrak için fincan kulp oluşturma ihtimalini belirtmiştik...
Çanak tamamlandıktan sonra vakit kaybetmeden fincan kulpa döndü...
Formasyon tamamlanıyor...Son iki günün hacmi formasyonun tamamlanması için yeterli ama önemli olan hedefe götürecek hacmin oluşması...
Kesinlikle Yatırım Tavsiyesi Değildir...