Eğitim amaçlıdır;
Merhaba kesinlikle yatırım tavsiyesi veya al - sat - tut önerisi değildir.
Bildiğiniz üzere Euro TL paritesinin yukarı gitmesi elbette çapraz kur kaynaklı. Dünya'da Dolar'ın ortak dolaşım parası olduğunu düşünürsek Dolar'ın TL karşısındaki her artışı, Euro ile Dolar arasındaki katsayı kadar Euro - TL paritesinde de artış yaratmaktadır.
Bir finansal değer, para karşılığı veya bir başka finansal değer karşılığında eğer bir değeri gördü ise o değerleri yeniden fiyatlar, test eder. Bu bir kuraldır. Euro'nun da imkanlar oluştuğunda daha önceki zirvelerini yeniden test edeceğini biliyoruz. Bu şartlar yavaş yavaş yeniden oluşmaktadır. Bu şartlar nelerdir?
1- USD - TR arasındaki S-400 sorunu ve dolayısı ile CAATSA yaptırımlarının yeniden gündeme gelmesi (Ucu açık ancak 2021'de dananın kuyruğu kopar)
2- Halkbank davası. İran'ın 20 milyar USD'lik petrol gelirlerinin Halkbank üzerinden aklanması ve ABD yaptırımlarının delinerek yaptırımlarının hiçe sayılması. R Zarrab yargılandı ve tanık statüsüne geçerek mahkeme ile anlaştı. Davanın bir diğer mahkumu Hakan Atilla bir süre ABD'de hapis yattı ardından Türkiye'ye döndü ve BIST'in başına geçti. Dün bu görevinden istifa etti(rildi)ği haberini aldık. Bir süredir kulislerde geçiyordu. Bu şu demek olabilir; dava süreci yeniden başlayacak halkın H.Atilla isminin BIST ile yanyana anılmasını önlemek ya da ABD ile bazı arka kapı antlaşmaları yapıldı ve H.Atilla bu sebeple görevden uzaklaştı. Her ikisi de olası hatta üçüncü, dördüncü senaryolar da olasıdır. Fikirlerinizi, duyumlarınızı yazabilirsiniz.
3- AB - TR arasındaki Doğu Akdeniz enerji, Yunanistan ile Ege sorunu, Suriye mülteci sorunu, vize serbestisi, AB kriterlerinin uygulanması vb tonlarca sorun var ve TR'nin Doğu Akdeniz'deki tavrı sebebiyle AB tarafından uygulanması gündemde olan, daha önce ABD başkanlık seçimleri sonrasına ertelenen bir yaptırım konusu var. Bu eğer gerçekleşirse TR'nin ekseni daha çok doğuya ve kendi kabuğuna çekilme şeklinde kayabilir. Bu aslında AB için de güney doğusunda istikrarsız bir sınır yaratmak açısından faydasız olur.
4- Suriye meselesi dolapta.
5- Libya meselesi ara sıra ısınıyor ancak dolapta. Vurulan ve incelenmek üzere esir alınan Rus savunma sistemi konusu hiç açılmadı ama Putin'in bu işi pas geçeceğini şahsen düşünmüyorum.
6- İç siyaset oldukça karışık. Özellikle HDP hakkındaki fezleke AB'nin ve ABD'nin Türkiye'deki özgürlükler tarafından baskı kuracakları bir noktaya doğru ilerleyebilir. Mevcut iktidar olası bir erken seçim öncesi HDP'yi saf dışı bırakarak hem muhalefeti bölme hem de bir kısım Kürt seçmene yönelik geçici ve göz boyamaya dayalı politikalar üreterek bir miktar oy kırpmanın hesabını yapıyor olabilir.
7- 18 Mart PPK toplantısı ve politika faiz oranı. Normal şartlarda - yani yeni ekonomi yönetimi ile enflasyonun kontrol altına alınrak yukarıdaki risklerin düşürülmesiyle - gelecek toplantıda da faizin sabit bırakılması veya sembolik olarak düşürülmesi beklenirdi ancak enflasyonun 15.6 seviyesine yükselmesi hali hazırda 100 bp'lik bir artışı gerekli kılmakta. Ancak diğer bir yanda iktidarın düşük faiz beklentisi var. Faiz düşürmedi diye kovulan MB başkanı gördük değil mi? Yeniden olması gerçekten pek iç açıcı olmayan imajımızı yerle bir edebilir. Yani toplantıdan faiz artırımı gelmezse ya da para politikasında tutarsızlık sezilirse, iktidar baskısı yeniden ayyuka çıkarsa, parite üzerindeki baskı artacaktır. Ancak dünyada ortalama faizin %2-3 civarında olduğunu ve Türkiye'nin %17 faiz verse de gerekli parayı ülkeye çekemediğini de görmekte fayda var. Son 2 -3 ay içinde ülkeye giren para özellikle BIST'teki bankacılık hisseleri üzerinden çeşitli Ali Cengiz oyunları ile karını alarak 10 yıllık tahvili yükselen ABD'ye doğru çıktı gitti. Yani şimdiye dek ülkenin parlak zamanlarında içeri dolan sıcak parayı eğitime, teknolojiye, üretime yatırmak yerine pahalı ve anlamsız beton projelere, trol ordularını beslemeye, yandaş zenginler kulübü yaratmaya yatırıldığından şimdi bu sıkıntıları yaşıyoruz. Ödeme garantili projeler sayesinde daha en az bir 20 sene daha da yaşayacağız.
Sözün kısası yavaş bir düşüş bazen hızlı yükselişten iyi olabilir. Çünkü hızlı yükselişin düşüşü sert olabilir. Yazıya başlarken 9.19 seviyesinden işlem gören parite 9.09 direncine kadar geldi. Bunun bir kar satışı mı olup olmadığına da bakmayacağım siz bakın yoruldum :)
Bol şans.
Yatırım tavsiyesi değildir.
Beğen & yorum yap.
Merhaba kesinlikle yatırım tavsiyesi veya al - sat - tut önerisi değildir.
Bildiğiniz üzere Euro TL paritesinin yukarı gitmesi elbette çapraz kur kaynaklı. Dünya'da Dolar'ın ortak dolaşım parası olduğunu düşünürsek Dolar'ın TL karşısındaki her artışı, Euro ile Dolar arasındaki katsayı kadar Euro - TL paritesinde de artış yaratmaktadır.
Bir finansal değer, para karşılığı veya bir başka finansal değer karşılığında eğer bir değeri gördü ise o değerleri yeniden fiyatlar, test eder. Bu bir kuraldır. Euro'nun da imkanlar oluştuğunda daha önceki zirvelerini yeniden test edeceğini biliyoruz. Bu şartlar yavaş yavaş yeniden oluşmaktadır. Bu şartlar nelerdir?
1- USD - TR arasındaki S-400 sorunu ve dolayısı ile CAATSA yaptırımlarının yeniden gündeme gelmesi (Ucu açık ancak 2021'de dananın kuyruğu kopar)
2- Halkbank davası. İran'ın 20 milyar USD'lik petrol gelirlerinin Halkbank üzerinden aklanması ve ABD yaptırımlarının delinerek yaptırımlarının hiçe sayılması. R Zarrab yargılandı ve tanık statüsüne geçerek mahkeme ile anlaştı. Davanın bir diğer mahkumu Hakan Atilla bir süre ABD'de hapis yattı ardından Türkiye'ye döndü ve BIST'in başına geçti. Dün bu görevinden istifa etti(rildi)ği haberini aldık. Bir süredir kulislerde geçiyordu. Bu şu demek olabilir; dava süreci yeniden başlayacak halkın H.Atilla isminin BIST ile yanyana anılmasını önlemek ya da ABD ile bazı arka kapı antlaşmaları yapıldı ve H.Atilla bu sebeple görevden uzaklaştı. Her ikisi de olası hatta üçüncü, dördüncü senaryolar da olasıdır. Fikirlerinizi, duyumlarınızı yazabilirsiniz.
3- AB - TR arasındaki Doğu Akdeniz enerji, Yunanistan ile Ege sorunu, Suriye mülteci sorunu, vize serbestisi, AB kriterlerinin uygulanması vb tonlarca sorun var ve TR'nin Doğu Akdeniz'deki tavrı sebebiyle AB tarafından uygulanması gündemde olan, daha önce ABD başkanlık seçimleri sonrasına ertelenen bir yaptırım konusu var. Bu eğer gerçekleşirse TR'nin ekseni daha çok doğuya ve kendi kabuğuna çekilme şeklinde kayabilir. Bu aslında AB için de güney doğusunda istikrarsız bir sınır yaratmak açısından faydasız olur.
4- Suriye meselesi dolapta.
5- Libya meselesi ara sıra ısınıyor ancak dolapta. Vurulan ve incelenmek üzere esir alınan Rus savunma sistemi konusu hiç açılmadı ama Putin'in bu işi pas geçeceğini şahsen düşünmüyorum.
6- İç siyaset oldukça karışık. Özellikle HDP hakkındaki fezleke AB'nin ve ABD'nin Türkiye'deki özgürlükler tarafından baskı kuracakları bir noktaya doğru ilerleyebilir. Mevcut iktidar olası bir erken seçim öncesi HDP'yi saf dışı bırakarak hem muhalefeti bölme hem de bir kısım Kürt seçmene yönelik geçici ve göz boyamaya dayalı politikalar üreterek bir miktar oy kırpmanın hesabını yapıyor olabilir.
7- 18 Mart PPK toplantısı ve politika faiz oranı. Normal şartlarda - yani yeni ekonomi yönetimi ile enflasyonun kontrol altına alınrak yukarıdaki risklerin düşürülmesiyle - gelecek toplantıda da faizin sabit bırakılması veya sembolik olarak düşürülmesi beklenirdi ancak enflasyonun 15.6 seviyesine yükselmesi hali hazırda 100 bp'lik bir artışı gerekli kılmakta. Ancak diğer bir yanda iktidarın düşük faiz beklentisi var. Faiz düşürmedi diye kovulan MB başkanı gördük değil mi? Yeniden olması gerçekten pek iç açıcı olmayan imajımızı yerle bir edebilir. Yani toplantıdan faiz artırımı gelmezse ya da para politikasında tutarsızlık sezilirse, iktidar baskısı yeniden ayyuka çıkarsa, parite üzerindeki baskı artacaktır. Ancak dünyada ortalama faizin %2-3 civarında olduğunu ve Türkiye'nin %17 faiz verse de gerekli parayı ülkeye çekemediğini de görmekte fayda var. Son 2 -3 ay içinde ülkeye giren para özellikle BIST'teki bankacılık hisseleri üzerinden çeşitli Ali Cengiz oyunları ile karını alarak 10 yıllık tahvili yükselen ABD'ye doğru çıktı gitti. Yani şimdiye dek ülkenin parlak zamanlarında içeri dolan sıcak parayı eğitime, teknolojiye, üretime yatırmak yerine pahalı ve anlamsız beton projelere, trol ordularını beslemeye, yandaş zenginler kulübü yaratmaya yatırıldığından şimdi bu sıkıntıları yaşıyoruz. Ödeme garantili projeler sayesinde daha en az bir 20 sene daha da yaşayacağız.
Sözün kısası yavaş bir düşüş bazen hızlı yükselişten iyi olabilir. Çünkü hızlı yükselişin düşüşü sert olabilir. Yazıya başlarken 9.19 seviyesinden işlem gören parite 9.09 direncine kadar geldi. Bunun bir kar satışı mı olup olmadığına da bakmayacağım siz bakın yoruldum :)
Bol şans.
Yatırım tavsiyesi değildir.
Beğen & yorum yap.
İşlem aktif:
Kulp başlamak üzere!
İşlem aktif:
Grafik 11 Aralık 2020 kulpunu tamamlayacak derken 5 Kasım 2020 kulpunu tamamlamaya gitti. O sebeple gevşeyeceği nokta bir miktar daha yukarıda olacaktır, yani 9.09'a değil de 9.58 civarına dek en çok çekilir gibi görünüyor. Ancak buradan sonraki yükseliş hedefi de haliyle bir miktar yukarı taşınıyor. Bu da yeni hedefin 12.20 civarı gibi oluşması anlamına geliyor.
Yatırım tavsiyesi değildir.
Yatırım tavsiyesi değildir.