Meksika Pesosu Kritik Bir Eşikte mi?ABD’nin CIBanco, Intercam Banco ve Vector Casa de Bolsa adlı üç Meksika finans kurumuna uyguladığı son yaptırımlar, Meksika pesosunun istikrarı ve ABD-Meksika ilişkilerinin karmaşık dinamikleri üzerine önemli bir tartışmayı tetikledi. Washington, bu kurumları uyuşturucu kartelleri için milyonlarca dolar aklamak ve fentanil öncü maddelerinin ödemelerini kolaylaştırmakla suçluyor. Bu adım, yeni fentanil karşıtı yasalara dayanan ilk hamle oldu. Söz konusu kurumlar, Meksika’nın toplam bankacılık varlıklarının yalnızca küçük bir kısmını (%3’ten az) oluştursa da, bu yaptırımlar sembolik olarak büyük önem taşıyor ve pesonun geleceğine dair yeniden değerlendirme gerektiriyor. Başkan Claudia Sheinbaum liderliğindeki Meksika hükümeti, suçlamaları hızla reddederek somut kanıt talep etti ve kendi soruşturmalarını başlattı; bu kapsamda CIBanco ve Intercam geçici olarak düzenleyici denetim altına alındı.
Ekonomik açıdan, peso karmaşık bir tabloyla karşı karşıya. Yaptırımlardan önce, Meksika pesosu (MXN), yüksek faiz oranları ve ABD ile güçlü ticaret sayesinde dolar karşısında önemli bir değer kazanmıştı. Ancak, Banxico’nun faiz indirimine gitmesi ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) şahin duruşunu sürdürmesi, peso üzerinde baskı yaratıyor. Analistler, bu hedefli yaptırımların Meksika’nın genel finansal sistemi için sınırlı sistemik risk taşıdığını belirtse de, belirsizlik sürüyor. Sermaye çıkışı, diğer Meksika finans kurumları için artan uyum maliyetleri ve yatırımcı güvenindeki aşınma, peso üzerinde ek baskı oluşturabilir.
Jeopolitik açıdan, bu yaptırımlar ABD’nin fentanil kaçakçılığına karşı artan mücadelesini ve bunun ticaret ile güvenlik gerilimleriyle nasıl iç içe geçtiğini vurguluyor. Eski Başkan Trump’ın Meksika ithalatına yönelik yaptırım tehditleri, bu ikili ilişkinin ne kadar hassas olduğunu ortaya koyuyor. Yaptırımlar, Washington’un fentanil krizine karşı finansal yollar da dahil her cephede mücadele kararlılığını gösteren güçlü bir siyasi mesaj niteliğinde. Diplomatik gerilim, göç ve güvenlik iş birliğine dair devam eden zorluklarla birleştiğinde, USD/MXN döviz kuru için zorlu bir zemin oluşturuyor. ABD ile Meksika arasındaki güçlü hükümetler arası ilişkilere rağmen, bu baskılar iş birliğinin sınırlarını test ediyor ve pesonun orta vadeli seyrini etkileyebilir.
Sanctions
Erdoğan’ın Riskli Adımı Türkiye’yi Tehlikeye mi Atıyor?Erdoğan yönetimi, terör örgütü olarak tanınan gruplarla doğrudan ve dolaylı ilişkilerini sürdürerek riskli bir jeopolitik politikaya devam ediyor. Özellikle “Hayat Tahrir eş-Şam” (HTS) ile kurulan stratejik ittifaklar, Suriye’de kısa vadeli askeri ve siyasi hedefleri gerçekleştirmeye yönelik bir adım olarak öne çıkıyor. Ancak bu yaklaşım, ABD ve diğer küresel aktörler tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan HTS ile bağlantılar nedeniyle uluslararası alanda yoğun eleştirilere maruz kalıyor.
Bu yüksek riskli strateji, Türk ekonomisini derinden etkiledi. Yatırımcılar, sermayelerini Türk Lirası’ndan ABD Doları’na yönelterek USD/TRY kurunda belirgin bir yükselişe yol açtı. Türkiye’nin Avrupa’daki kritik bankacılık ve ticaret ağlarından dışlanmasına neden olabilecek yaptırımların gölgesi ve artan ekonomik izolasyon endişeleri, piyasalardaki istikrarsızlığı daha da körükledi.
Bu ekonomik sıkıntılar, NATO içindeki gerilimlerin artması ve bölgesel ittifaklardaki değişimlerle birleşince, Türkiye’nin ittifaktaki geleceğiyle ilgili ciddi soru işaretleri ortaya çıkıyor. Erdoğan’ın pragmatik ama çelişkili dış politikası, Batılı müttefiklerin yaptırımlar ve benzeri önlemleri değerlendirmesine neden olurken, Türkiye’nin NATO’daki konumu giderek belirsizleşiyor. Öte yandan, Rusya ve İran gibi bölgesel güçlerle gelişen ilişkiler, Türkiye’nin stratejik duruşuna ve ekonomik görünümüne daha fazla belirsizlik katıyor.
Rusya'nın Yükselişi Küresel Finansı Yeniden Şekillendirecek mi?Rusya-Ukrayna Savaşı'nın olası bir çözüme doğru ilerlemesiyle birlikte Rusya, küresel arenadaki yerini yeniden tanımlayabilecek bir ekonomik rönesansın eşiğinde duruyor. Kırım ve Donbas gibi kaynak zengini bölgeler üzerindeki kontrolünü sürdürerek kömür, doğal gaz ve hayati deniz yollarına erişimini güvence altına alıyor. Bu varlıklar, ulusal refahta önemli bir artış vaat ediyor. ABD yaptırımlarının potansiyel olarak kaldırılması, bu beklentiyi daha da güçlendirerek Rus şirketlerini uluslararası pazarlara yeniden bağlayacak ve enerji ihracatının önünü açacak. Ancak bu yeniden yükselişin gölgesinde karmaşık bir tablo yatıyor: Güç sahibi Rus oligarklar, bu bölgelerdeki etkilerini genişletmeye ve ABD ile karşılıklı fayda sağlayan kaynak anlaşmaları yapmaya hazırlanıyor. Bu durum, yatırımcılar için cazip ancak tehlikeli bir alan yaratıyor; fırsatlar etik ve jeopolitik belirsizliklerle iç içe geçiyor.
Bu gelişmeler, küresel ekonomik akımları yeniden şekillendirme potansiyeline sahip. Düşen emtia fiyatları, Batı'daki enflasyonist baskıları hafifletebilir ve tüketicilere rahatlama sağlayabilirken, Suudi Arabistan ve Kanada gibi enerji devlerini değişime zorlayabilir. Yabancı yatırımcılar, değerinin altında olduğu düşünülen Rus varlıkları ve güçlenen ruble nedeniyle cazip fırsatlar görebilir, ancak temkinli olmak büyük önem taşıyor. Oligarkların politik nüfuzlarını kullanarak avantajlı sözleşmeler elde etme becerisi, bu yeniden doğuşun üzerinde belirsizlik yaratan bir gölge bırakıyor. ABD ile pragmatik ortaklık arayışları, yeni bir ekonomik gerçekçiliğe işaret etse de şu kritik soru akıllara geliyor: Bu tür düzenlemeler sürdürülebilir mi ve küresel istikrara maliyeti ne olacak? Riskler yüksek ve sonuçlar hâlâ belirsizliğini koruyor.
Bu gelişen senaryo, bizi daha geniş bir perspektiften düşünmeye zorluyor. Yatırımcılar, yükselen Rusya ile iş yapmanın getirdiği ahlaki ikilemler karşısında kâr beklentisini nasıl dengeleyecek? Rus ekonomisinin yükselişi hız kazanırsa küresel finansal düzen nasıl bir şekil alacak? Cevaplar kolay değil, ancak potansiyel yadsınamaz. Rusya'nın izleyeceği yol, dünyanın tepkisine bağlı olarak piyasaları istikrara kavuşturabilir veya sarsabilir. İşte bu noktada hem ilham verici hem de zorlu bir sınav yatıyor: Bu süreci yönetmek için sadece öngörü değil, aynı zamanda ekonomi, etik ve güç dinamikleri arasındaki karmaşık etkileşime cesurca yaklaşmak gerekiyor.
ZLOTI İÇİN ZOR GÜNLER BAŞLADIMerhaba,
Polonya Zlotisi ne durumda, gelecekte hangi seviyeleri görebilir, Rusya'yla girişilen soğuk savaşın zlotiye etkisi ne olur, Rusya'ya uygulanan yaptırımlar neticesinde Rusya'nın mütekabiliyet esasına dayanarak AB'ye misilleme yaptırımlar yaptığında Zloti bundan ne kadar etkilenir bunu konuşacağız.
Polonya ticaret hacmi 50.8 Milyar Euro olan bir ülke. Bunun 26.6 Milyar Euro'su ithalatını oluştururken, 24.2 Milyar Euro'su da ihracatını oluşturuyor. Yani ticaret dengesi açık veren bunu da AB üyeliğinin verdiği avantajla göz ardı edebilen küçük bir ekonomi.
Polonya'nın ithalatının büyük bir kısmı endüstriyel yeniden soğutma ve üretim girdileri için gerekli sermaye mallarıdır: makine ve nakliye ekipmanları, ara mamul mallar, kimyasallar, mineraller, yakıtlar ve yağlar/yağlayıcılar. Polonya'nın başlıca ithalat ortakları Almanya (toplam ithalatın 23%'ü); Çin (12%); Rusya (yüzde 7%); İtalya (5%); Fransa, Hollanda ve Çek Cumhuriyeti (her biri için 4%); ABD ve Belçika (her biri 3%); ve İngiltere (2%)'dir.
Geçtiğimiz on yılın başından itibaren Polonya'nın dış ticaret cirosu neredeyse on kat artmıştır. Polonya, işlenmiş meyve ve sebze, et ve süt ürünlerinin ihracatçısıdır. Ayrıca elektromekanik ürünler de ihraç eder bu da toplam ihracatın 42'%'sini oluşturur. Araçlar, uçaklar ve gemiler yapmaktadır. Başlıca ihracat ortaklarına baktığımızda: Almanya toplam ihracatın yüzde 27%'sini oluşturmaktadır; Çek Cumhuriyeti, İngiltere ve Fransa (her biri için 6%); İtalya (5%); Hollanda (4%); Rusya, İsveç, İspanya ve ABD (her biri için 3%) paya sahiptir.
Rusya'ya uygulanan yaptırımların Polonya ekonomisini etkilemeyeceğini düşünmek gördüğünüz üzere mümkün değildir. Rusya'nın hava sahasını kapatması ve Polonya'yla karşılıklı ithalat ve ihracatın sona ermesi nedeniyle Zloti için kara günler başladı diyebiliriz. İthalatının 7%'si ihracatının da 3%'ünü de Rusya'yla yaptığını göz önünde bulundurursak 10%'luk bir kayıp söz konusu ancak sadece bununla da sınırlı kalmayacak kayıp. Turizm gelirleri, hava sahasının kapanmasıyla hizmet sektörünün de etkilenmesini beklemekteyim. Asyayla olan ticareti artık çok daha zorlaşacaktır. Aynı şekilde Asya ülkelerinin de Kıta Avrupası'na erişimi çok daha zorlaşacaktır.
İlk aşamada Zloti'nin 4.43 seviyesini test etmesini, ilerleyen zamanlarda da 5 psikolojik seviyesini test edip 5.07'ye iğne atacağı düşüncesindeyim.
Sorumluluk Reddi:
Bu sitede yer alan bilgi, yorum ve görüşler kesinlikle yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalarla müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorumlar tamamen kişisel görüşlerime dayanan analizlerden oluşmaktadır. Bu görüşler mali durumunuzla risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, tamamen yoruma dayalıdır ve asla kesin ifade etmez. Buradaki yorumlardan yola çıkarak yatırım yapan kişilerin kararlar ve ticari amaçlı işlemlerden doğabilecek zararlardan bu profil hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin hiçbir bağlayıcılığı yoktur.