ahmetguventp

Altın mı, Dolar mı, Borsa mı?

BIST:XU100   BIST 100 Endeksi
Sürekli artan fiyatlar, enflasyon ve kur hareketleri, tasarruflarınızı koruma gayretiyle sizi borsaya yönlendirmişti ama buradaki kayıplar da tuzu biberi oldu. Özellikle Ocak ayı başından beri süregelen kayıplardan pek korunmak mümkün değildi çünkü piyasa hatalı olduğu düşünülen olağan dışı politikalardan mı, kurdan mı, seçimden mi, enflasyondan mı korunacağına karar veremez hale geldi. Peki, bu durumu yönetmek ve 2023 yılının kalanında tasarruflarımızın değerini korumak için neler yapabiliriz? Bizi neler bekliyor?

Ülkemiz vatandaşlarının şimdiye kadar bildiği en iyi yatırım aracı dolar ve altın oldu ancak borsa ve sabit menkul yatırımları oluşan yüksek enflasyonla daha fazla artış gösterdi ve mülk sahipleri en çok kazanan varlık grubunda yerini aldı. Pandemi sonrası bozulan arz/talep artışı sebebiyle merkez bankalarının faiz silahını kullanması, doları dünyada güçlendirirken altın fiyatlarını baskıladı ve şu anda hızlı faiz artışlarının sonucu olarak, merkez bankalarıyla mevcut bankalar arasındaki faiz farkının maliyetini bankaların üstlenmesinden dolayı bankalarda iflaslar gündeme gelmeye başladı. Çünkü faiz artırımı için merkez bankaları geç kalmıştı ve artık daha hızlı faiz artırılmalıydı. Bu verilerin ışığında dünyanın takip ettiği ABD Merkez Bankası Fed, banka iflaslarının ekonomide daha fazla hasara sebebiyet vermemesi için faiz artırımları tam sonuca ulaşmadan faiz artırma hızını durdurmak ve faiz indirimini gündeme almak niyetinde. Bunun sonucu da doların zayıflaması ve altın fiyatlarının yeniden toparlanması demektir. Kısaca Fed’in ve takip eden diğer merkez bankalarının bu hızlı politika değişikliklerinin 40 yıllık en zorlu enflasyon sorununun devam etmesine neden olması bekleniyor. Yani bizim gibi gelişen piyasalar da enflasyonun baz etkisi devam ederken doların güçlü kalmasını gerektirecek.

Altın, piyasadaki kaostan beslenen bir varlık olduğu için güvenli liman olarak görülmeye devam edeceği 6-12 ay geçirmesi ve ons fiyatın 2.270 dolara çıkması beklentiler arasında. Buna bir de Türkiye'de artışının bir miktar daha devam etmesi beklenen doları eklerseniz, şu haliyle gram altında %25-35 arasında bir artış sürpriz olmayacaktır. Dolar kurunda 24 TL adil değer olarak analiz ediliyor.

Ancak dünyada yatırım aracı olarak artık sadece altın ve dolar olmadığı için teknolojik gelişmeleri ve yeni yatırım araçlarını da konuşmazsak olmaz. Yılbaşında 2023 ile ilgili beklentilerimi paylaştığım makalede kripto para piyasasının bir süre borsalardaki yavaşlamanın alternatifi olabileceğinden bahsetmiştim. Beşinci aya girmek üzere olduğumuz bugünlerde %40'a yaklaşan bir değer kazancı olduğunu gözlemliyoruz. Bu bir süre daha devam etse de 2023'ün son çeyreğinde faiz indirimleri başlarsa borsalarda yeniden bir canlanma ve alternatif piyasalardan kaymalar da başlayacaktır. Faiz, indirimi bol para demektir. Yatırım faaliyetlerinin canlanması, tüketimin artması, gelirlerin buna bağlı büyümesi, şirketlerin karlarının hızlı gelişimi demek olacak ve hisse senedi piyasalarında rallileri de beraberinde getirecek. 2023'te resesyon ve enflasyon konuşuyoruz ama 2024'te sadece enflasyonu konuşmaya devam edeceğiz. Neredeyse yarım asırlık enflasyon sorunu, öyle bir senede çözüme kavuşmayacağından değer artış hızı yüksek varlıklara yatırıma devam etmeliyiz.

Hadi şimdi ülkemizdeki sorunları ve güzel günleri konuşalım. Seçim belirsizliğinden önce zaten politika belirsizliği, Sermaye Piyasası Kurulunun borsadaki sığ piyasayı değerlendirmeye çalışan kişi ya da grupların işlemleri konusunda yetersiz kaldığı görüntüsü güveni zedelemiş görünüyor. Yabancının piyasadaki ağırlığını azaltmaya devam etmesi ve her hafta yeni bir şirketin halka arz edilmesi piyasada işlem yapan küçük yatırımcıların kafasını karıştırırken neredeyse hiç bilgisi olmayan ve kolay kullanılabilecek bir yatırımcı bloğunun borsadaki hareketliliğin temel sebepleri arasında görünüyor. Peki, bu sorunsal sizce de böyle devam edecek mi? Tabii ki hayır!

Yüksek enflasyon ortamında fiyat artışları devam edecek ve yılın kalanında öz kaynaklarını, hızlı değer artışlarının da baz etkisiyle yükselten şirketler hisse fiyatlarında da agresif yükselişi sürdüreceklerdir. Örneğin THYAO 2021 yılındaki öz kaynaklarını 2022 yılında yaklaşık %100 artırırken hisse fiyatında %300’lük artış gerçekleşti. GYO şirketleri arsa ve duran varlık değerlemeleri sayesinde öz kaynaklarında %300'e varan büyümeler ile hisse performansında on katlık yükselişler görenleri var ve buna rağmen bugün %50 iskontolu işlem görmeye devam ediyorlar. Bunun içerisinde kur gelirleri de olduğu için 2023'te daha sınırlı bir kur geliri beklentisi var ama enflasyonun vermiş olduğu bu getirilerin devam edeceği için %45-55 dolayında daha şirketlere faydası olacak. Borsamızda bugün hisse senetlerindeki zayıflık ve belirsizlik bittiğinde yıl sonu fiyatlamaları gecikse bile güçlü olacağa benziyor. Örneğin turizm sektörü tam dolulukla yaza hazırlanıyor. Petrokimya sektöründen TUPRS, PETKM, SASA SASA gibi şirketler öz kaynak konusunda cömert olacaklar. Teknoloji şirketleri ve deprem dolayısıyla kentsel dönüşümlerin, yüksek konut ihtiyaçlarının doğduğu bugünlerde başlayan ülkemizin lokomotif sektörü olan demir çelik ve inşaat sektörü de bu yarışa katılacak. ISDMR, KRDMD, YKSLN, CIMSA, OYAKC, TRGYO, OZKGY gibi şirketlerin performans hedeflerinin de oldukça yüksek olması beklenmekte.

Aracı kurum raporlarında enflasyon farkı hesaplanmaz. Bu nedenle hiçbir aracı kurum senetlerde pandemi sonrası 1,5 senede 10 kata varan değer artışı olacağını hesaplamadı. SASA gibi şirketler 2020'den beridir 30 kat yükseldi ve çarpan değerine baktığınızda hâlâ aylar öncesiyle aynı seviyede! Anahtar kelime enflasyon!

Yani enflasyon ortamında tek sorun, cebinizde tutuğunuz paradır.

Feragatname

Bilgiler ve yayınlar, TradingView tarafından sağlanan veya onaylanan finansal, yatırım, işlem veya diğer türden tavsiye veya tavsiyeler anlamına gelmez ve teşkil etmez. Kullanım Şartları'nda daha fazlasını okuyun.